Zihinle beden nasıl konuşurlar ?

Hormon seviyeleri, yumurtlama ve üretkenlikle ilgili diğer etkenler kafanızın içinde dönüp duran olumsuz düşünce ve duygulardan negatif yönde etkileniyor olabilir mi? 

Şimdi sizinle ufak bir oyun oynayalım. 

Size keyif veren mutlu olduğunuz bir anınızı anlatmanızı ve bu sırada da cep telefonunuz ile kendi video kaydınızı almanızı istiyorum.
Şimdi de aynı şeyi canınızı sıkan bir olayı ya da anınızı anlatarak yapın. Sonra da her iki video kaydınızı birbiri ardına izleyin. Neler gözlemliyorsunuz?

Genellikle bu deneyimin sonunda kişiler mutlu hissettikleri bir durumu anlattıklarındaki ilk kayıt için yüz hatlarının yukarı doğru kıvrık ve yüz kaslarının rahat olduğunu, el kol hareketlerinin anlatıma eşlik ettiğini, gözlerini kameradan kaçırmadan anlattıklarını seslerinin canlı ve yüksek perdeden çıktığını gözlemlediklerini ifade ederler.
Kendilerini mutsuz hissettikleri ikinci kayıt sırasında ise yüz hatlarının aşağıya doğru sarkık ve yüz kaslarının gergin olduğunu, daha az el kol hareketi yaptıklarını, omuzlarını düşürdüklerini ya da içeri doğru kapadıklarını kamera ile göz temasından kaçındıklarını ses tonlarının vurgusuz ve düşük perdeden olduğunu ifade ederler.
Sizde neler oldu? Üç aşağı beş yukarı benzer bir deneyim ifade edebilir misiniz?

Tüm bunlar olurken, “Hoş bir anımı anlatıyorum. El kol hareketleriyle canlandırmalıyım. Kamera ile göz temasımı korumalıyım. Yüz kaslarımı da şöyle yukarı kaldırayım. Bedenime daha canlı bir duruş vereyim” ya da “Kamerayla göz temasımı kesmeliyim. Bedenimi daha içe kapatmalıyım. Yüz kaslarımı aşağı sarkıtmalıyım” gibi bedeninize nasıl olması gerektiğine dair bilinçli emirler mi verdiniz? Yoksa siz sadece anınızı anlatırken bedeninizde yaşadığınız değişimler sizin kontrolünüzde olmadan otomatik mi gerçekleşti?

Bu küçük deneyim bize şunu gösteriyor ki aslında zihin ve beden birbirinden ayrı ve birbirinden etkilenmeyen sistemler değillerdir. Tam aksine zihinle beden kesintisiz iletişim ve etkileşim halindedirler. Birbirlerinde olup bitenlerden etkilenirler. Sizin kontrolünüz olmadan gün içerisinde sürekli bu iletişim ve etkileşim otomatik olarak gerçekleşir. Bu nedenle zihnimizde olup bitenlerin bedenimiz üzerinde etkileri vardır.
 

Zihninizde olup bitenleri değiştirirseniz, bedeniniz o değişikliğe ayak uyduracaktır. Cesurca düşünmeye başlarsanız, cesurca yürümeye ve cesurca davranmaya başlarsınız. Düşünceleriniz, bedeninize hangi yönde ilerleyeceğini gösteren yönlendirme levhaları gibidir.

Doğurgan Zihin, Doğurgan Beden

yöntemi zihninizde olup bitenlerin, yani düşündüklerinizin ve hissettiklerinizin bedeninizde olup bitenleri de etkilediği görüşünden hareket eder. Söz konusu iletişim ve etkileşimde oluşabilecek temas zorluklarının temizlenmesi ve düzeltilmesi ile bebek sahibi olma başarınızın artırılabileceği görüşünü bu metodun temelini oluşturmaktadır.

Düşündüklerimizin ve duygularımızın biyolojik sağlığımız üzerinde olumlu/olumsuz doğrudan etkisi vardır. Yani zihinle beden birbirinden bağımsız hareket etmezler. Aksine sürekli iletişim ve etkileşim halindendirler. Hormon seviyeleri, yumurtlama ve üretkenlikle ilgili diğer etkenler kafanızın içinde dönüp duran olumsuz düşünce ve duygulardan negatif yönde etkileniyor olabilir mi? 

Beden ve zihin bu kadar yakın ve otomatik olarak birbirleriyle etkileşim içindelerse, tüp bebek tedaviniz sırasında; Psikolojik bazı teknik ve müdahalelerle, zihninizde olan bitenleri netleştirerek, olumsuz duygularınızı yönetilebilir hale getirerek, bedeninizdeki gerginliği azaltıp, biyolojik aktivitelerinizi olumlu yönde destekleyerek, hamile kalma başarınızı daha yüksek bir düzeye çıkarmak mümkün olabilecektir.

temas zorluklarının temizlenmesi ve düzeltilmesi ile bebek sahibi olma başarınızın artırılabileceği görüşünü bu metodun temelini oluşturmaktadır.

Tüp Bebek tedaviniz sırasında Zihin-beden etkileşiminizi işlevsel yönde destekleyerek hamile kalma başarınızı artırmak üzere psikolog eşliğinde uygulanabilen kişiye ve çifte özel bir çok müdahale ve yöntem içerir.

Örneğin, embriyo transferi öncesi derin gevşeme altında rahim hazırlama tekniği, üst üste gelen başarısız denemeler, düşük ya da kimyasal hamilelik gibi olumsuz ve duygusal zorlanmalar için tedavinizin belli başlı noktalarında EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) ya da EFT (duygusal özgürleşme tekniği) ya da Gestalt terapide yer alan tek/çift sandalye teknikleri gibi birçok farklı terapi alanından teknik ve yöntemden faydalanılmaktadır. Neler yapılabileceğine dair daha anlaşılır alabilmesi için size bu yöntemdeki tekniklerden biri olan ve embriyo transferi öncesi uygulanan rahim hazırlama tekniğini örnek vermek istiyorum.

Rahim Hazırlama Tekniği

Görüşmelerimde sıklıkla danışanlarıma verdiğim örnekle bu tekniği anlatmak istiyorum. Artık sizinle tanıştım. Oldu ya iki gün sonra evinizin önünden geçerken sizi arasam ve kapıdan uğrayacağımı söylesem, neler yaparsınız? Hemen ortalığı bir toparlarsınız, belki çay hazırlığı yaparsınız. Peki, size bir gün önceden yemeğe geleceğimi haber versem, yapa-cağınız hazırlık daha farklı olacaktır değil mi? Ya da evde ta-dilat var iki gün sizde kalacağım desem nevresim, havlu derken hazırlık başka bir hal alır değil mi?

Bu örnekte olduğu gibi genellikle hayatımızdaki başlangıçlar için zaman zaman hazırlık yaparız. Haftanın ilk günü haftaya dair planlama yapmak, bahar temizliği yapmak, bayrama hazırlanmak gibi…

Zihin gerçekle hayal olanı ayırt edemez. Doğurgan zihin, doğurgan beden yöntemi de zihnin bu özelliğinden faydalanır. Rahim hazırlama tekniği de embriyo transferi önce-sinde yapılan derin hayalleme tekniği ile gelecek olan bebek için rahmi en iyi şekilde hazırlamak üzere gerekli düzenlemeleri içeren bir uygulamadır. Genellikle belirlenen embriyo transfer tarihinden bir gün önce yapılan bir çalışmadır. Anne adayı nefese odaklandırılarak, derin gevşeme halinde gevşetilir. Sonra da psikoloğun yönlendirmesiyle hayali bir yoldan kadının rahmine gidilir. Beş duyu ile algılanan rahimde yapılacak embriyo transferi için kadın kendince gerek duyduğu değişiklikleri ve düzenlemeleri yapar.

Bu düzenlemeler, rahim duvarlarına yapıştırıcı sürmekten, rahim ameliyatı izinin üzerini duvar kağıdı ile kaplamaya, hatta güneş ışığını alacak şekilde rahimde pencere açmaya kadar farklı özgün düzenlemeler olabilir.

Nasıl herkes misafirini kendi usulünce elinden gelenin en iyisiyle ağırlamak için farklı hazırlıklar yapıyorsa, rahim hazırlama tekniği de embriyo transferi öncesinde her kadının kendine özel bir rahim hazırlama süreci olması gerektiği görüşüne dayanır. Böylece embriyonun rahim içinde yerleşmesine önce zihinde başlanır.

Bu teknikte olduğu gibi, doğurgan zihin, doğurgan be-den yönteminde uygulanan tüm tekniklerle hamile kalma başarısının desteklenmesi amaçlanmaktadır.